Hasan Çağlayan

« Üçüncü Boyut / Third Dimension »

Resim Sergisi - Painting Exhibition

8 Nisan- 27 Nisan 2022      A Salonu / Çankaya

Galeri Soyut / Çankaya, 8 – 27 Nisan 2022 tarihleri arasında Hasan Çağlayan’ın “Üçüncü Boyut” isimli kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor.
Gallery Soyut / Çankaya is hosting Hasan Çağlayan’s solo painting exhibition titled “Third Dimension” between 8 – 27 April 2022.

KISAYOLLAR:

Sergideki eserleri görüntülemek için tıklayınız.

Sanatçı özel sayfası için  tıklayınız.

Sergiyi 3 boyutlu gezmek için tıklayınız.

1959 yılında Çanakkale / Biga’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1979 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldu. Aynı yıl Resim-İş Öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında lisans tamamlayıp sanatta yeterlilik aldı. 2006 yılında emekli oldu.
İlk kişisel sergisini Samsun’da açtı. Çağlayan’ın sanat yaşamında 14 kişisel sergi ve 5 ödül bulunmaktadır.
Eğitimi sırasında fosiller, mağara ve Orta Asya kaya resimleri üzerinde incelemelerde bulunup sigrafitto ve fresko tekniklerini birleştirerek kendine özgü tarzını oluşturdu. Doğal renk ve formları, insana ait izlerle birleştirip sanatta “fosilizm” dediği tekniğin temsilcisi oldu.
Özellikle taş portreleri ile adını duyurdu. Hiçbir kayada boya dokusu görülemeyeceğini belirterek, taşın dokularına önem veren sanatçı petroglif çalışmalarında akrilik ve şeffaf boyalar kullanmaktadır.
Birçok kişi ve kuruluşun koleksiyonlarında tablo ve uygulama çalışmaları bulunan sanatçı, çalışmalarını Çanakkale’de sürdürmektedir.

He was born in Canakkale/Biga in 1959 and completed his primary and secondary school in Biga. He graduated from Uludag University Institute of Education in 1979 and started to work as an art teacher in the same year. He completed his bachelor’s degree in 1995 and got the title of proficiency in the art. He retired in 2006.
He opened his first solo exhibition in Samsun. There are 10 solo exhibitions and 4 awards in Caglayan’s art life.
During his training, he studied on fossils, cave painting and rock paintings of Central Asia and created his unique style by combining the techniques of sgrafıtto and fresco. He became representative of a movement that called “fossilism” on art by combining natural colors and form with human traces.
He especially announced his name with portraits on stone. He indicates that texture of paint can’t be seen on any rock and he gives importance to the texture of stone and petroglyph work uses acrylic and transparent paints.
The artist, who has paintings and application works in many people and organizations’ collections, Ankara, Galery As the contracted artist of the abstract continues his work in Çanakkale.

“ÜÇÜNCÜ BOYUT”
Her şey hayatı algılamakla başlar. Doğumla birlikte ilk ışık ulaşır bizlere. İlk sesleri duyarız. Bu andan itibaren yeni bir boyut, yeni bir anlam kazanır hayat. Birinci boyut; korunaklı duvarların ardında oluşur. Bu süreçte kişi büyür, gelişir ve olgunlaşma başlar. Bu süreç sonunda ikinci boyuta ulaşır insan. Havanın, suyun, toprağın ve ateşin olduğu bir dünya ile tanışır.
Nice acıların, savaşların, kavgaların, salgın hastalıkların ve çevre katliamlarının yaşandığı bir ortamda yerini alır. Bu yaşananlar kişiyi hem olgunlaştırır hem şekillendirir. Özünü kaybetmez belki, ancak bir sonraki boyuta ulaşıncaya kadar, türlü şekillere girer. Kişisel çıkarlar uğruna tüm dünya nimetlerini harap eder. Ne çevre kalır ne doğa. Farkında olmadan yaşadığı dünyayı yok eder. Bu aynı zamanda insanoğlunun kendini yok ediş serüvenidir.
Eserlerimde; İkinci boyutun zorlu dünyasıyla şekillendikten sonra üçüncü boyuta ulaşan insanların yaşamlarından kesitler görülür. Yaklaşmakta olan küresel ısınma tehlikesini görmezden gelerek, bu hayatta kendilerini şekillendiren tüm etkenlerin izlerini üzerlerinde taşıyan zavallı ve çaresiz insanlar. Pompei felaketinin sonuçları korkutucu da olsa durum bu. Her yer çölleşmiş, hiçbir şeyin farkına varmadan üçüncü boyuta sebep, insanoğlu ne yazık ki taşlaşmış durumda. Geriye yaşam belirtisi olarak birkaç böcek kalmış.

“THIRD DIMENSION”
Everything begins with perceiving life. The first light reaches us with birth. We hear the first voices. At this moment, life takes on a new dimension, a new meaning. First dimension; formed behind sheltered walls. In this process, the human grows, develops, and matures. At the end of this process, human reaches the second dimension. He meets a world where air, water, earth, and fire exist.
Human takes place in an environment where many sufferings, wars, fights, epidemic diseases and environmental massacres are experienced. These experiences both mature and shape the person. Human may not lose his/her essence, but he/she takes various forms until reaches the next dimension. Human destroys all the blessings of the world for the sake of personal interests. Neither the environment nor nature remains. Human unwittingly destroys the world he/she lives in. This is also the self-destruct adventure of humankind.
In my artworks, sections from the lives of people who reach the third dimension after being shaped by the challenging world of the second dimension are seen. Poor and helpless people who turn a blind eye to the approaching danger of global warming and carry the traces of all the factors that shaped them in this life. Like the Pompeii disaster, this is the case, although the consequences are frightening. Everywhere has become desert. The people who caused the third dimension without realizing anything, unfortunately, have become petrified like fossils. There are only a few living insects left.

HASAN ÇAĞLAYAN RESİMLERİNDE MODERN FRESKO VE  ARTİSTİK FOSİLİZM

Paul Klee insan olarak sanatçının doğayla ilişkisini “kaçınılmaz bir zorunluluk” olarak görür ve sanatçıyı da “sanatçı insandır, doğanın tabanında, doğanın parçası olduğu için, o da doğadır” diyerek tanımlar. Doğa; evrensel düzen içinde varlığını sürdürürken, doğada var olan bütün canlılar da; doğanın düzenine uygun olarak yaşarlar. Doğanın bir parçası olan insan da; diğer canlılar gibi, bir taraftan doğanın düzeni içinde yaşamını sürdürür, bir taraftan da;  “kendi aklının eseri olan yeni bir düzeni” doğaya dayatır. İnsan aklını doğaya ekleyerek sanatı ve teknolojiyi geliştirmiştir.  

Sanatçının doğa ile çok yönlü ilişkisi, sanatçının yaratıcı düşüncesini ve temel felsefesini, biçim yaratma sürecini, yaratma eylemi sırasında kullanacağı malzeme ve teknoloji seçimini etkiler. Yaşam eylemsel bir bütünlük ve tutarlılık gerektirir. Sanatçı olarak insan; doğa içinde gözlemlerinden, deneyimlerinden çıkarımladığı sonuçlar üzerine “sanatçı kimliğini” inşaa eder. Sanatçı kimliğinin inşaa süreci  tasarım, mantık ve algının etkin olduğu bir akıl yürütme sürecidir. Kendine özgü sanat disiplini kuralları ile formüle edilen bu süreçte sanatçı; kendini farklı ve mükemmel bir uyumla  anlatabileceği  biçim ve imge zenginliğini yaratırken, diğer taraftan; bunu hangi malzeme ve teknoloji ile yapabileceğine karar verir. Hatta kendi malzemesini ve teknolojisini yaratır.

“Doğa benim yaşam kaynağımdır, doğa yok olursa yaşam da yok olur” diyen Hasan Çağlayan yok olan yaşamın sırrını yine doğada gören sanatçılarımızdan biri. Doğa ile ilişkisinde “tutkuya dayanan sevgi-korumaya dayanan saygı”  hemen hissedilir. ‘Yaşamın başlangıç ve bitiş öyküsünün’ doğadaki en çarpıcı kanıtı fosillerdir. Pompei’den çıkarılmış  taşlaşmış insan bedenlerinden etkilenerek çalıştığı ”Fosilleşmiş Bedenler” ismini verdiği seri resimlerinde kendine özgü “fosilizm” olarak tanımladığı doğa felsefesine dikkat çekerek,  bizleri; yoğun emekle biçimlendirilmiş  çok katmanlı bir plastik- estetik oluşum sürecine tanık etmektedir.

Paleontoloji biliminin ilgi alanına giren fosiller, jeolojik geçmişe dair önemli bir bilgi kaynağıdır. Geçmiş hayatlara dair en önemli bulgulara fosiller sayesinde ulaşırız. Dünyanın geçmişinde canlıların nasıl yaşadığı, nasıl beslendiği, nasıl göründüğü gibi konuları anlamamıza olanak sağlar. Böylesine uzun yıllara dayalı doğa oluşumunu sanatına taşımasında eğitimi sırasında ilgilendiği paleolitik dönem sanatının gizemli etkisi vardır. Kaya yüzeyindeki dokuların estetik form zenginliği resminin başlangıç noktasıdır. Paleolitik dönem mağara duvarları resimleri, kaya yüzeylerindeki petrogiliflerin yalın ama derinlikli anlatımı resminin tematik ilgi alanı olmuştur. Bu temaya uygun oluşturduğu imgeleri en iyi anlatabilmemin yolu olarak ‘fosilleştirme’ tekniğini seçmiş, imgeleri katman, katman taş-kaya yüzeylerindeki doku efektlerinin arasına gizleyerek, tual yüzeyinde artistik fosilleşme süreci yaratmıştır. Hasan ÇAĞLAYAN’ın Evrensel değerlere ulaşmış bu çalışma tekniği; Namık Kemal Üniversitesince  hazırlanan  Yüksek lisans Tezine araştırma konusu olmuştur.

Sanatçı için doğa özgür yaratma alanıdır. Kendi düşüncesine en uygun biçimleri ve tekniği doğadan alır, doğayı elinde dilediği gibi oynatır. Sanatçının yaratım süreci içinde eli, ruhu ve beyni  arasında olağanüstü frekans uyumunun olması beklenir.   Bu uyumun olmadığı yerde kendi kişiliğinin yaratıcı ruhunu yansıtması beklenemez.

1984 yılında Samsunda, öğretmenlik mesleğini yürüttüğü dönemde, yavaş yavaş sanat camiasının içinde kendine yer bulan Çağlayan, bir taraftan kendi üslubunu ortaya koyduğu çalışmalar üretirken diğer taraftan sanatsal birikimini mekân tasarımıyla birleştiren dekoratif panolar ve duvar resimleri yapmıştır. Sanatsal çalışmalarında tek bir konuya bağlanmak yerine tarihsel kültürel imgeleri, peyzajları, portreleri, gerçekçi veya gerçeküstü figürleri tercih ederek konu zenginliği yaratmıştır.  Teknik anlatım dilini geliştirmek, olgunlaştırmak için inatla araştırmaktan, denemekten geri durmadığı, imge ile strüktürel doku efektleri arasında yüksek uyum sağlamaya çalıştığı gözlenir. Zahmetli, deneysel yöntemi ile resmini  geleneksel tual resminin boya-fırça düetinden kurtarıp farklı malzemelerin ve teknolojinin birlikte kullanıldığı polifonik koroya dönüştürür.

Tamamında yoğun bir emeğin yer aldığı resimlerinde, içeriğe göre farklılaşan süreç ve aşamalar yer almaktadır. Özellikle sağlam desen ve form bilgisinin dikkat çektiği “taş portreler” serisinde ve popüler figür yorumlarında bu aşamalar görülebilmektedir. Alçak kabartma tekniği ile oluşturulmuş düzensiz yüksekliklerin bulunduğu arka plan üzerine air brush kullanımı ile yapılan boyama, dijital baskı teknolojilerinin sunduğu imkânlarla yarışır düzeydedir. Ancak Çağlayan’ın özellikle portre çalışmalarında, oldukça yalın bir teknoloji kullanımı üzerine inşa edilmiş üst düzey bir işçilik vardır. İçeriğinde fotografik imgelerin yer aldığı bu çalışmalarda kullanılan teknoloji günümüz dijital baskı yöntemleri değil, air brush ile basit tepegöz kullanımından ibarettir. Fotoğraf yüzeyindeki yumuşak geçişleri sağlamak için kullandığı air brush ‘ı; Kendi deyişi ile ( kişisel güçlü vurgu unsurlarını anonimleştirdiği için) son dönem çalışmalarında kullanmama kararı almıştır. Böylece resimlerinde boya ve malzeme dokusunun çok daha güçlü olarak ortaya çıktığı görülür.

Desen aktarımından sonra toz pastel, kuru boya hatta suluboya ile resmin alt renk grupları ve lekeleri beslenir. Oluşturulan renk efektleri “binder” ile sabitlenir. Sonra ince kum, akrilik bağlayıcılar ve su bazlı karışım malzemeleri ile hazırlanan harç, taş dokusu istenen bölgelere uygulanır. Bu uygulamadan sonra akrilik boyalarla istenilen renk ve kıvamda hem imgeyi ortaya çıkaracak, hem de taş ve kaya dokularını güçlendirecek şekilde yüzeye yedirilir. Bu aşama tamamlandıktan sonra bütün resim yüzeyine patine boyası sürülerek silinir.  Çukur yerlerde kalan patine boyası, resimdeki imgenin kaya yüzeyi içinde adeta bir fosil gibi zaman içinde kendiliğinden oluştuğu illüzyonu yaratır. Farklı yüksekliklerde adeta bir alçak kabartma gibi görünen resimde yükseklik harç dolgusu ile oluşturulurken, doku istenmeyen yüzeyler kazıma yöntemi ile düzleştirilerek çukur etkisi yaratılır. Bir resmin başlangıcından bitimine kadar geçen süre içinde uygulanan beş ayrı süreç, resimde beş ayrı katman yaratmıştır. Katmanlar arasındaki estetik etkileşim izleyicinin resim yüzeyinde keşif duygusunu kışkırtacak karaktere sahiptir.

Hasan Çağlayan; Geleneksel olarak bilinen sigrafitto ve fresco tekniklerini birleştirerek oluşturduğu kendine özgü tekniği ile toplumsal olayları, insanların yaşamlarından kesitleri kayalarla bütünleştirerek bir belge niteliğinde resimlerine taşıyor. “Sansasyonel ve özenti işlerin” daha çok ilgi gördüğü günümüz sanat ortamında “yüksek emek ürünü estetik değer” yaratmak için sessizce, mütevazi bir şekilde çalışmalarına Çanakkale’de ki atölyesinde devam etmektedir. Sanatı sadece; “bedensel jestüel  veya kavramsal bir eylem  düzeyine indirgemeden” kendi estetik önermesini aktüel konuların toplumsal mesajları ile kodlayarak toplumsal estetik dönüşüme katkı sunuyor.

Galeri Soyut bünyesinde açılacak olan “3. BOYUT”  ismini verdiği yeni sergisi ile  dünyamızın ve insanlığın geleceği açısından  en önemli sorunlarından biri olduğuna inandığımız ‘’Küresel Isınma’’  konusunu kendine  özgü plastik-estetik bir dil ile yorumlarken izleyicide acı verici  keskin bir farkındalık yaratacak diye düşünüyorum.

Kadir Şişginoğlu
Trabzon Üniversitesi ,Öğretim Görevlisi, Müze Yazarı-Müze Küratörü

Aşağıdaki görsellere tıklayarak büyütebilirsiniz. Eser hakkında detaylı bilgi almak için, görselin altında yer alan eser kodunu (örn:sy1810-13) belirterek bizimle e-posta (galerisoyut@gmail.com), telefon (0312 438 86 70), whatsapp (0532 550 99 94) veya aşağıdaki formu kullanarak iletişime geçebilirsiniz. Click on the thumbnails below to enlarge it. You can contact us by e-mail, phone or using the form below.

    .

    ESERLER - ARTWORKS

    Aşağıdaki görsellere tıklayarak büyütebilirsiniz. Eser hakkında detaylı bilgi almak için, görselin altında yer alan eser kodunu (örn:sy1810-13) belirterek bizimle e-posta (galerisoyut@gmail.com), telefon (0312 438 86 70), whatsapp (0532 550 99 94) veya satın al sekmesindeki formu kullanarak iletişime geçebilirsiniz. Click on the thumbnails below to enlarge it. You can contact us by e-mail, phone or using the form on the Buy tab.

    3D SERGİ TURU - 3D VIRTUAL TOUR

    Bu sergiyi sanki galeri mekanında gezermiş gibi bilgisayarınızdan, tabletinizden veya akıllı telefonunuzdan sanal olarak gezebilirsiniz. Galeri içinde yürüyebilir, eserleri yakından inceleyebilirsiniz. 3D Sanal tur hakkında sormak istedikleriniz için e-posta veya telefon ( 0 312 438 86 70 ) ile iletişime geçebilirsiniz.  You can visit this exhibition from your computer, tablet or smartphone as if you’re traveling through the gallery. You can walk inside the gallery and look the works closely. if you want to ask about the 3D tour you can contact us by e-mail or telephone.

    hc2204-01 hc2204-02 hc2204-03 hc2204-04 hc2204-05 hc2204-06 hc2204-07 hc2204-08 hc2204-09 hc2204-10 hc2204-11 hc2204-12 hc2204-13 hc2204-14 hc2204-15 hc2204-16 hc2204-17 hc2204-18 hc2204-19 hc2204-20 hc2204-21 hc2204-22 hc2204-23 hc2204-24 hc2204-25 hc2204-26 hc2204-27 hc2204-28 hc2204-29 hc2204-30 hc2204-31 hc2204-32 hc2204-33 hc2204-34 hc2204-35 hc2204-36 hc2204-37 hc2204-38 hc2204-39 hc2204-40 hc2204-41 hc2204-42 hc2204-43 hc2204-44 hc2204-45 hc2204-46 hc2204-47 hc2204-48 hc2204-49 hc2204-50 hc2204-51 hc2204-52 hc2204-53 hc2204-54 hc2204-55 hc2204-56 hc2204-57 hc2204-58 hc2204-59 hc2204-60 hc2204-61 hc2204-62 hc2204-63 hc2204-64 hc2204-65 hc2204-66 hc2204-67 hc2204-68 hc2204-69 hc2204-70