Mardin doğumlu. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nden mezun. 4 yıllık eğitim süresince il içi ve il dışı birçok karma sergiye katıldı ve birçok yarışmada yer aldı, bu yarışmalarda birçok başarı ödülü ve katılım belgeleri aldı. 2007’ de bölüm 1.si olarak mezun oldu. Halen Görsel Sanatlar Öğretmeni olarak görev yapan sanatçı, Mardin ART sanat grubu bünyesinde çalıştı ve Yeni Nesil Sanatçılar Grubu bünyesi ve özel Rodin Sanat Atölyesi’nde çalışmalarına devam etmektedir… Türkiye’nin Güneydoğu coğrafyasında yaşamak, insanı olağanüstü birtakım durumlarla karşı karşıya bırakır. O bölgede akıp giden yaşama neresinden bakılırsa bakılsın, hangi siyasi görüş, hangi insani yaklaşım ya da hangi ideolojik eğilimle algılansın, o coğrafyadaki bir insanın diğer yerlerdekilerden farklı sorunlarla yüklenmiş olduğundan kuşku duyulmaz. Bu bölgeye dışarıdan göz atan bir kişi, eğer son derece yüksek bir algı bozukluğu taşımıyorsa, oradaki insanların sorunlarının kendi sorunları ile hiçbir benzerlik göstermediğini hemen kavrayacaktır. Bölgedeki insanlar olağanüstü koşullar içeren bir ortamda, en başta gelen çaba olarak kendi yaşamlarını sürdürmeyi amaçlamaktadırlar elbette… Bu çaba, aslında dünyada var olan her canlının doğal davranışlarını düzenleyen bir “özgürlük” iradesinden başka bir şey değildir. Buradaki “özgürlük” kavramını, bir insanın “tek irade”sini koruması, dolayısıyla özerk / bağımsız bir özne haline gelmesi anlamında kullanmıyoruz; bu kavram bu bölgede düpedüz bir kişinin “canlı kalma hakkı” ile örtüşüyor. Daha açık söylemek gerekirse, Güneydoğu’daki insanların “özgürlük” adına verdiği mücadele, özerk / bağımsız bir özne niteliği yaratmak ve diğer özerk / bağımsız özneler ile bağlantıya geçmek amacından önce, “canlı kalma hakkı”na bağlı bir “özgürlük” biçiminde ortaya çıkıyor. Yüzyıllar boyunca tarihin pek çok noktasında, insanların artık bir insanın “canlı kalma hakkı”na bağlı “özgürlük” sorununun aşıldığı, bunun zaten rasyonel bir hak olarak kazanıldığı ve bundan böyle “özgürlük” kavramının, öznenin özerk / bağımsız iradesi yönünde kullanılacağı müjdelenmişti. Oysa söz konusu müjde asla pratiğe yansımadı ve tarihin o noktalarında bu müjdeyi veren hiçbir toplumsal model, vaatlerini yerine getiremedi ya da yerine getirmek konusunda aldatıcı manevralara başvurmaktan geri durmadı. Ve bir kez daha tarihin “bu ânında”ve dünyanın pek çok yerinde, insanların “özgürlük” kavramından anladığı şey, özerk / bağımsız bir özneye evrilmenin çok uzağında, yalnızca “canlı kalma hakkı”dır.

İlgili Sergiler

ya1912-478

ERDAL ARSLAN

"İsimsiz" 25x25 cm - Tuval üzeri yağlı boya 2019

ya1912-477

ERDAL ARSLAN

"İsimsiz" 25x25 cm - Tuval üzeri yağlı boya 2019

ya1912-476

ERDAL ARSLAN

"İsimsiz" 25x25 cm - Tuval üzeri yağlı boya 2019

ya1912-475

ERDAL ARSLAN

"İsimsiz" 25x25 cm - Tuval üzeri yağlı boya 2019

ya1912-474

ERDAL ARSLAN

"İsimsiz" 25x25 cm - Tuval üzeri karışık teknik 2019

Haftanın Seçkisi

Yükleniyor...