İlhan Berk (18 Kasım 1918 - 28 Ağustos 2008), Türk şair, çevirmen.

Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulundan mezun oldu, Espiye'de iki yıl ilkokul öğretmenliğinden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girdi. Enstitünün Fransızca bölümünden 1944'te mezun olan Berk, 1945-1955 yılları arasında Zonguldak, Samsun ve Kırşehir'de ortaokul ve liselerde Fransızca öğretmenliği yaptı. 1956 yılından itibaren 13 yıl boyunca Ankara'da Ziraat Bankası'nın Yayın Bürosu'nda çevirmenlik yaptı.

Bu süre içinde modern dünya şiirinin iki büyük şairi sayılan Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un şiirlerini çevirerek kitaplaştırdı. Bu tarihten sonra kendini tümüyle yazmaya verdi ve bir anlatı kitabı dışında, sadece şiir ve şiire ilişkin eserler üretti. Kül adlı kitabıyla 1979 yılında Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü ve İstanbul Kitabı ile de 1980 yılında ilk Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı. 1983'te Deniz Eskisi adlı kitabıyla, Yeditepe Şiir Armağanı'nın 1988'de de Güzel Irmak adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü aldı.

28 Ağustos 2008 tarihinde Bodrum'da 89 yaşında vefat etmiş, cenazesi burada defnedilmiştir.

Yazın Hayatı
İlhan Berk, ilk şiirlerini Manisa Halkevi'nin dergisi Uyanış'ta yayımlamıştır. (1935) Berk, 17 yaşındayken Güneşi Yakanların Selâmı adıyla kitaplaştırdığı bu şiirlerinde "hece vezni" kullanmakta ve o dönemin şiir anlayışına özgü bir karamsarlık taşımaktaydı. "Sonsuzluk", "kızıl", "hulya", "ateş" en sevdiği sözcükler olarak görülmektedir. Sembolist şiirden esinlenilmiş izlenimi veren imgeler kullanmayı sevmektedir: "Bir karanlık gecenin masmavi seherinde / Kızıl başörtünle gül yüzlü bahçede görün".

Dil anlayışının henüz döneminden kopamamasını genç bir şair için doğal karşılamak gerekir: "Kıpkızıl hulyalı bir renge yükselmeden gün / Bir devrin neşesini taşımakta yüzün". Berk'in ilk kitabına adını veren şiirinin son kıtası da şöyledir: "Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden / Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden / Selâm! Sonsuzluklara, hasret gönüllerden / Selâm, güneşe, göğü yakanlar bahçesinden!".

1940'lara doğru Yeni Edebiyat anlayışı içinde yer almış, Servet-i Fünûn (Uyanış), Varlık, Ses, Yığın, Yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazmıştır. 1954'ten itibaren İkinci Yeni tarzında şiirler yazmaya başladı, “Salt Şiir” dediği bu tarzı savunan yazılar yazdı. “Galile Denizi” (1958) kitabından sonra, İkinci Yeni'nin en çok anılan şairlerinden biri oldu. 1960'ların başından itibaren peş peşe yayımladığı kitaplarıyla, “şiirin kırk türlü yazılabileceği”ni gösterdi. Dilin tüm olanaklarını deneyerek modernist şiirin ufkunu genişletti. Kadim uygarlıklardan cinselliğe, nesnelerden şehirlere, şifalı otlardan şairlere kadar “her şeyi” şiirin alanına dahil etti. .

1982'de yayımlanan otobiyografisi “Uzun Bir Adam”dan sonra günlüklerini, kendine özgü bir “tür”e dönüştürdüğü “defterler”ini kitaplaştırmaya başladı. Türünün tek örneği “Şifalı Otlar Kitabı”nda doğaya bakışını saydamlaştırdı. 1985’te yayımlanan “Galata” ve 1990'da yayımlanan “Pera” kitaplarıyla İstanbul'un “kent belleği”ni kayda geçirdi. Şiir anlayışını anlattığı yazılarını ve aforizmalarını “Poetika” ve “Logos”ta bir araya getirdi.

Türk şiirinin en deneyci şairlerinden biri olan İlhan Berk, durmadan yatak değiştirerek, ama bazı sorunsallara hep bağlı kalarak şiirini günümüze kadar eskitmeden getirmeyi başarmıştır.

“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz.
bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan
ve bana bu yeryüzünü cehennem eden
bu yazmak eyleminden kurtulduğum,
mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.”
İlhan Berk

İlgili Sergiler

Koleksiyonlardan Seçmeler-II

09 Temmuz 2015 - 09 Ağustos 2015 GALERİ SOYUT / ÇANKAYA, A SALONU

Sergiyi İzle

kol1507-13

İLHAN BERK

"isimsiz" 39x16 cm - Kağıt üzeri yağlı boya

Haftanın Seçkisi

Yükleniyor...